Çığır açan keşif: Gen yönetimi sandığımızdan daha karmaşık olabilir

Epigenetik, DNA dizisini değiştirmeden, belirli genlerin aktif veya pasif hale getirilmesini sağlayan bir mekanizmadır. Bunu genellikle DNA’ya veya kromozomların yapısını belirleyen histon proteinlerine eklenen kimyasal gruplar gerçekleştirir.

Bilim insanları, DNA ve RNA epigenetiğinin birbirinden bağımsız olduğu düşüncesini yıkacak bir bulguya ulaştı. 17 Ocak’ta Cell dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, DNA ve RNA’daki epigenetik değişiklikler birbiriyle doğrudan bağlantılı ve birlikte çalışarak gen ekspresyonunu hassas bir şekilde ayarlıyor.

Epigenetik değişikliklerin en yaygın türlerinden biri metilasyondur. DNA üzerindeki metilasyon, DNMT1 adı verilen bir protein tarafından gerçekleştirilirken, RNA metilasyonu METTL3-METTL14 adlı bir protein kompleksi tarafından yönetilir. RNA üzerindeki metilasyon, protein üretimini azaltarak gen ekspresyonunu düzenler.

Yeni çalışma, bu iki mekanizmanın bağımsız değil, aksine birlikte çalıştığını gösterdi. Araştırmacılar, METTL3-METTL14 proteininin yalnızca RNA ile değil, aynı zamanda DNMT1 ile de fiziksel olarak bağlandığını keşfetti. Bu yeni keşfedilen protein kompleksi, aynı gen üzerinde hem DNA hem de RNA seviyesinde metilasyon yapabiliyor. Bu durum, hücrelerin farklılaşma sürecinde gen düzenlemesini daha hassas bir şekilde kontrol etmelerini sağlıyor.

Araştırmacılar, keşfedilen bu yeni mekanizmanın kanser ile nasıl bir bağlantısı olabileceğini anlamak için çalışmalarına devam ediyor. Eğer DNA ve RNA arasındaki bu koordinasyon bozulursa, belirli proteinlerin fazla ya da eksik üretilmesine neden olabilir. Araştırmanın başyazarlarından François Fuks, bu dengenin bozulmasının hücrelerde tümör oluşumuna yol açabileceğini belirtti.

Günümüzde, DNA metilasyonunu engelleyen kanser tedavileri onaylanmış durumda. Aynı zamanda RNA metilasyonunu baskılayan tedaviler için klinik denemeler sürüyor. Araştırmacılar, bu iki yöntemin birlikte kullanıldığında daha etkili olup olmayacağını test ediyor. Yapılan ön çalışmalar, lösemi hastalarında bu iki tedavinin birleştirilmesinin kanserin ilerlemesini tersine çevirebileceğini gösterdi.

Fuks, “Laboratuvar ortamında bu iki ilacı birlikte kullanarak lösemik hücrelerin kanser ilerlemesini durdurmayı başardık. Gelecekte bu iki tedaviyi hasta üzerinde birleştirmek neden mümkün olmasın?” diyerek yeni keşfin kanser tedavisinde çığır açabileceğini vurguladı.

Related Posts

Yeni nesil Siri, performansı ile şaşırtabilir!

Apple CEO’su Tim Cook, 2025 ikinci mali çeyrek sonuçlarının değerlendirildiği toplantıda; şirketin Apple Intelligence çatısı altında geliştirdiği yeni Siri özelliklerinin gecikeceğini açıkladı. Cook teknolojinin halen istenen kalite düzeyine …

Büyük deprem, toprağa gömülmüş antik binayı ortaya çıkarttı

Depremler her zaman binaları tahrip eder diye biliriz. Ama bu defa büyük bir deprem, binlerce yıllık tarihi bir binayı ortaya çıkararak tam tersi bir işe imza attı.

Half-Life 3, yaz aylarında gelebilir! Büyük sürpriz

Oyun dünyasının en çok beklenen yapımlarından biri olan Half-Life 3 ile ilgili çarpıcı gelişmeler yaşanıyor. 1998 yılında piyasaya sürülen ve FPS türüne yön veren seri, uzun süredir sessizliğe gömülmüş durumdaydı. Ancak son dönemde ortaya çıkan …

Samsung, yapay zekalı restoran açıyor!

Samsung, yapay zeka teknolojisini günlük yaşamın farklı alanlarına entegre etmeye devam ediyor. Şirket, bu kez gastronomi alanında dikkat çekici bir adım atarak Portekiz’de “Sem Igual” adını verdiği geçici bir restoran açıyor. Samsung, yapay …

Togg’dan sıfır faizli kredi kampanyası

Türkiye’nin yerli ve milli otomobili Togg kredi kampanyasına devam ediyor.

Ucuz ve dayanıklı: Ulefone Armor X32 tanıtıldı

Ulefone, dünyaın ilk çift ekranlı sağlam telefonu Armor 30 Pro’nun ardından uygun fiyatlı bir model tanıttı. Popüler Armor serisine eklenen yeni model, uygun fiyatlı ve zorlu koşullara dayanıklı akıllı telefon arayanlara hitap ediyor. Ulefone Armor …