Şubat 10, 2025

Anında Doğru ve Tarafsız Haberler – Hani Haber

Anında ekonomi, spor, teknoloji, magazin ve daha fazlası! Doğru ve tarafsız haberin adresi: Hani Haber!

Ahmet Kabaklı Eyüpsultan’da Anıldı

Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı Vakfı'nda düzenlenen etkinlikte, edebi ve milli değerleri vurgulandı.

Türk Edebiyatı Vakfının kurucusu, edebiyat tarihçisi, gazeteci ve yazar Ahmet Kabaklı ” Eyüpsultan’ın Ebedi Sakinleri” programında yad edildi.

Yeni Dünya Vakfı’nın Eyüp Sultan’daki genel merkezinde düzenlenen etkinlikte vefatının üzerinden 24 yıl geçen Şeyhülmuharririn Ahmet Kabaklı’nın Türk edebiyatındaki, basın dünyasındaki ve fikir hayatındaki yeri ele alındı.

Prof. Dr. M. Mehdi Ergüzel, konuşmasında 1969’da Ahmet Kabaklı’nın öğrencisi olduğunu belirterek, “Hoca o zaman 45 yaşlarında belli bir olgunluk çağına gelmiş güler yüzlü ciddi hoş bir adamdı. Kendisinden çok şey öğrendim. Güler yüzlü bir adamdı, hürriyet içinde disiplini temsil eden bir Anadolu çocuğuydu.” dedi.

Sınıftaki öğrencilerine Yunus Emre’den birer şiir ezberleyip gelmelerini tavsiye ettiğini aktaran ve Kabaklı ile hatıralarını anlatan Ergüzel, şunları kaydetti:

“Ahmet Kabaklı bu milletin milli ve manevi değerlerini savunan kalemini zaman zaman sert ve edebi bir üslupla, fikri ve sosyal konuları ihmal etmeden, hukuki zemini sağlam bir edebi ana cadde üzerinde ustalıkla kullanmıştır. İhtisasını aşan konularda daima ihtiyatlı ve saygılıdır. Dili ve üslubu itibarıyla milli, İslami ve insani değerlerden taviz vermeyen bir kalem sahibidir. Bu milletin manevi hayatına, töre ve geleneklerine, aile hayatına kasteden her şahıs ve zümre ile kıyasıya bir fikir mücadelesi içindedir.”

“Ahmet Kabaklı çok kıymetli bir kalem kahramanıdır”

Dr. Erol Ülgen de Ahmet Kabaklı ile ilk olarak Kırşehir’e giden şehirler arası otobüste tanıştığını ve yol boyunca sohbet ettiklerini söyledi.

Vefatından sonra kendisinden Ahmet Kabaklı’nın yazılarından bir kitap çalışması yapmasının talep edildiğini ve 6 ay boyunca özel izinle gece gündüz İstanbul’daki Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde ve bir süre de Ankara’daki Milli Kütüphane’de araştırmalar yaptığını anlattı.

Çalışmalarını tamamlayıp teslim ettikten sonra yurt dışına gittiğini ve bu sürede “Nerede, Ne Yazdı?-Ahmet Kabaklı” adlı kitabın yayımlandığı bilgisini veren Ülgen, “Ahmet Kabaklı’nın 13 bin 500 civarında yazısını tespit ettim. Dönüp geldikten sonra hayatı ve eserlerinin haricinde 4 tane daha ulusal ve uluslararası sempozyumlarda bildiri sunacak makaleler hazırladım. Daha sonra 1947’den 2000 yılı Kasım ayına kadar Tercüman, Yeni Haber ve Türkiye gazetelerinde yazdığı bütün yazıları topladım, 6.5 senemi aldı. 20 bin civarında yazı topladım, 350 civarında konu başlığı belirledim. Şu an 2 bin kusur sayfa bir monografi çalışması ham olarak bilgisayarda dizili.” ifadelerini kullandı.

Ülgen, “Ahmet Kabaklı’nın 1847’de Yunus Emre ile başlayan yazısında nasılsa, son zamanına kadar aynı şekilde devam eden bir üsluba sahip. Milli değerlere, İslami kültüre hakim çok kıymetli bir kalem kahramanıdır.” değerlendirmesini yaptı.

“Herhangi bir hazırlık yapmadan çok güzel konuşabilirdi”

Zeki Gezer ise mansiyon ödülü aldığı bir şiir yarışmasının ödül töreni için İstanbul’a geldiğini belirterek, “Şiir yazdım yarışmaya gönderdim. Beşinci, altıncı ve yedinci olanlara kitap ödülü veriyorlardı hedefim onu almaktı. Mansiyon aldım ama hangisini aldım diye merak ediyordum. Okulun son haftası davet mektubu geldi. İstanbul’a 29 Mayıs 1985’te geldim beş saat süren bir programdı. Ahmet Kabaklı, Agah Oktay Güner ve Yavuz Bülent Bakiler gibi isimler vardı. Bizim için bir kültür çarpmasıydı. Lise öğrencisiyim yaşım 19 ve karşımda bu isimleri görüyorum… Ben o zamana kadar İstanbul’da üniversite okumayı düşünmüyordum, öyle bir cesaret, güç, ümit ve beklentim yoktu. Bir sene sonra yaptığım üniversite tercihlerinden 9’unun 7’si İstanbul oldu.” şeklinde konuştu.

Ahmet Kabaklı ile 1986’dan 2001’e derginin hazırlanma sürecinde şahit olduklarına değinen Gezer, “Her ayın başında Ahmet Kabaklı hoca toplantı yapardı. Eğer gündem belliyse gündeme dair yazılar sipariş edilir söylenir, eğer gündem yoksa eldeki yazıları okunur değerlendirilirdi. Bir hiyerarşi vardı, yazılar ve şiirler ona göre sıralanırdı.” dedi.

Kabaklı’nın iyi bir yazar ve iyi bir hatip olduğunu vurgulayan Gezer, “Herhangi bir hazırlık yapmadan irticalen çok güzel konuşabilirdi, hele kızdırırsanız daha güzel konuşurdu. Yazdığı yazıyı birakç sefer elden geçirirdi. Daktiloyu Q veya F değil A klavye kullanırdı, vakıfta o klavyenin örneği var. Gezileri olurdu. Bir sefer 1990’lı yıllarda eşiyle birlikte benim evime de gelmiştir, ben askerdeyken eşime para göndermiştir. Allah rahmet eylesin.” diye konuştu.

Daha sonra konuşmacılar katılımcıların sorularını cevapladı ve hatıra fotoğrafı çektirildi. Toplantıya katılanlara Ahmet Kabaklı’nın “Mabet ve Millet” isimli eseri, Türk Edebiyatı Vakfı tarafından hediye edildi.

Toplantının ardından konuşmacılar ve dinleyiciler, Ahmet Kabaklı’nın mezarını ziyaret ederek dua etti ve Kur’an-ı Kerim okudu.

Diyarbakır escort
mardin escort
bursa escort bayan
adana escort bayan
izmir escort bayan
ekmel ekmel