İbrahim Yıldırım’dan Farklı Bir Polisiye Roman: “Bir Cinayet Antolojisi”
Ümran Avcı- İbrahim Yıldırım, okurlarını bambaşka bir polisiye dünyasına davet ediyor. Yıldırım’ın yeni kitabı “Bir Cinayet Antolojisi / Çelenk Tanzim ve Tertip Sanatı” adeta bir ansiklopedik roman gibidir. Romanın anlatıcısı, izini sürdüğü cinayetleri bir ses kayıt cihazına aktararak sesli bir ‘cinai antoloji’ oluşturma amacındadır. Her cinayet kurbanı için özel bir çiçek seçerek çelenk tasarlayan anlatıcı, Türkiye genelinde çeşitli olaylara odaklanmaktadır. Kitapta yer alan tüm cinayetler ve şüpheli ölümler gerçek hayattan esinlenmiştir. Madam Musurus’tan Osmanlı’ya anayasa yazan Velistinli Rigas’a kadar pek çok tanınmış ismin olayları romanın sayfalarında karşımıza çıkmaktadır. Viktorya döneminin kadınlarının iç kanamalara neden olan korseleri bile suçlu olarak gösterilmektedir. Yazar, kurgusal bir yaklaşımla cinayet kurbanları, ihmal sonucu ölenler, intihar süsü verilenler ve faili meçhul kalanlar gibi birçok ölüm olayını edebi bir dille işlemiştir.
Yeni romanınız, unutulan veya hafızalardan silinen ölümleri ele alarak ansiklopedik bir çalışma sunuyor.
“Bir Cinayet Antolojisi” adlı eser, farklı zamanlarda ve mekânlarda (Küçük Langa, Nişantaşı ve Beyoğlu) kaydedilen konuşmaların detaylı bir şekilde yazıya dökülmesinden oluşmaktadır. Ses kayıt cihazına konuşan anlatıcı, her cinayet için bir çiçek önerisinde bulunmaktadır. Konuşmaların metin haline getirilmesiyle bu öneriler görsel olarak hayata geçirilmektedir. Okuyucu, kitap boyunca cinayet antolojisinin oluşturulmasına tanık olmaktadır. Ancak bu çalışma, geleneksel anlamda bir çelenkle ilişkilendirilmemektedir. Zira eserde unutulmuş, gizlenmiş veya kapatılmak istenen cinayetlerin ansiklopedik bir dille ele alındığı görülmektedir.
Romanda ilgi çekici bir cinayet hikayesine odaklanıyorsunuz. Madam Anna’nın şüpheli ölümüyle ilgili detayları bize anlatır mısınız?
Kitabın temeli, 2004 yılında yayımlanan “Hassas Ruhlar Şikâyetçi Aşklar” kitabındaki “Müşteki Aşklar Kitabı” adlı öyküye dayanmaktadır. Bu öykü, yıllar sonra çözülemeyen bir cinayetin tekrar ele alınmasını tetiklemiştir. Roman için gerekli materyallere, mekânlara, zamanlara ve kişilere ulaşmam uzun sürmüştü; ancak bütün bu unsurları bir araya getirecek tutkuya ihtiyacım vardı. Bu işlevi, Musurus Ailesi ve Madam Musurus’un ölümü üstlendi.
Yıllar sonra gün yüzüne çıkan bir ‘defter’, bu ölüm hakkında yeni kanıtlar sunuyor.
2018 yılında İstanbul’da bulunan eski bir ‘defter’, o dönemde yaşanan ölümlerle ilgili önemli ipuçları sunmaktadır. Ayrıca bu defter, 1907, 1908 ve 1917 yıllarında İstanbul’a gelen bir suç yazarı tarafından İngilizce olarak kaleme alınmıştır. Dolayısıyla, ‘defter’de yer alan bilgiler, polisiye edebiyatıyla ilgilenenler için büyük bir öneme sahiptir ve tartışmaları tetikleyebilir.
Romandaki kahraman, cinayet antolojisi hazırlarken her ölüm olayı için farklı bir çelenk tasarlıyor. Kitabın girişi olan “Türkiye Kadar Bir Çelenk” başlığı oldukça manidardır.
Cinayetler sadece silahlarla işlenmemektedir. İnsanlar denetimsizlik ve sorumsuzluk yüzünden farklı sebeplerle yaşamlarını yitirebilmektedir. Roman, bu gerçeği okuyucuya göstermektedir. Örneğin, şair Ergin Günçe’nin uçağa kötü hava koşulları nedeniyle izin verilmeseydi, pek çok kişi yaşamını yitirmeyecekti. Bu gibi detaylar, kitabın ironik yapısını güçlendirmektedir.
“Zihnimde otopsi masası kurdum”
Antolojiyi hazırlayan kahraman, zihninde kriminal inceleme sahneleri canlandırıyor. Bu duyguları nasıl yorumlarsınız?
Benim için edebiyat sadece yazmak ve okumaktan ibaret değildir; aynı zamanda merak, araştırma ve detaylara dikkat etme sürecini de içerir. Bu nedenle her cinayet olayı için detaylı bir inceleme yaparak gerçekleri su yüzüne çıkarmak önemlidir. Araştırmalarım sırasında zihnimde farklı sahneler canlandırıp detayları tekrar tekrar gözden geçirdim.
En etkileyici ölüm olayı hangisiydi diye sorsam?
Beni en çok etkileyen ölümlerden biri, iki kadın şarkıcının trajik sonuydu. Bergen’in acı ölümü ve Esengül’ün genç yaşta trafik kazasında hayatını kaybetmesi beni derinden üzmüştü. Bu olaylar, romanı yazarken duygusal olarak da etkiledi ve hikayenin dokusunu oluşturdu.
More Stories
Efsane gitarist 22 Mart’ta İstanbul’da sahnede
Caz müziğinin önemli ustaları
‘Ata Demirer Gazinosu 2” ye ödül: ‘En Beğenilen Sahne Sanatları Gösterisi’