İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, yeni mezunlarını coşkuyla uğurladı. Mezuniyet töreni sırasında öğrencilerin kat ettiği zorlu eğitim yoluna dair yapılan eleştiriler dikkat çekti. Öğrenciler, törende binaların depreme karşı güçlendirilmemesi ve sistemsel sorunların yanı sıra intörn hekimlerin psikolojik şiddete maruz kaldığını dile getirdi.
İstanbul Tıp Fakültesi’nin 198. dönem mezuniyet töreni sadece akademik başarıyı değil, Türkiye’deki hekimlik koşullarının zorluğunu da ortaya koydu. Mezuniyet Komitesi tarafından düzenlenen etkinlikte öne çıkan konular arasında öğrencilere yönelik baskı, eğitim koşullarının zorluğu ve maaş adaletsizliği yer aldı.
“TUTANAK İLE TEHDİT EDİLDİK”
Mezuniyet Komitesi, okulun imkansızlıklarını vurgulayarak, “Hekimlik mesleğine ilk adımı attığımız son yıl, personel eksikliği nedeniyle sık sık görev tanımımızın dışında işler yapmak zorunda kaldık. Aynı anda hemşirelik hem de başka görevleri yerine getirmek, karmaşık sorumluluklarla baş etmek zorunda kaldık. Bu durumlarda reddetmemiz halinde tehdit edildik. Bazı asistan hekimler ve akademisyenler, bizi küçümseyerek psikolojik şiddete maruz bıraktı. Mavi binadaki personel tuvaletlerini deprem sonrası hasar almalarına rağmen kullanmamızı isteyen hocalarımıza bile teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.
“BÜTÇE YETERSİZLİĞİNİN BEDELİNİ ÖDEDİK”
Birincilikle mezun olan Aleyna Turgut, hastane bütçelerinin yetersizliğine dikkat çekerek “Hasta başında uzun süre beklemek, görev tanımımız dışında işler yapmak, bütçe kısıtlamaları ve personel eksikliği gibi sorunlarla uğraşmak zorunda kaldık. Tüm bunların altından biz intörnler olarak kalktık! Ancak asla unutulmamalıdır ki biz yalnızca öğrenci değil, geleceğin hekimleri olarak buradayız” dedi.
Zorlu süreçte psikolojik baskıya maruz kaldıklarını belirten Turgut “Asistan hekimlerle iletişim halinde olmamıza rağmen bazıları bizi rahatsız edici tavırlar sergiledi. Yaptığımız görevlerin görmezden gelinmesi, kırıcı davranışlar ve ameliyathane dışında bırakılmamız büyük hayal kırıklığı yaşattı. Ancak unutulmamalıdır ki burası salt hastaların tedavi edildiği bir yer değil, bizim varlığımızla anlam kazanan bir tıp fakültesidir!” şeklinde konuştu.